Sevgili Yakınım; LOHUSAYIM BEN!
Sevgili Yakınım;
Dokuz aylık yorucu bir süreçten çıktım; tüm bedenimin, tüm psikolojimin anbean değişmesini, bedenimde bir canlının büyümesini izlemek ruhsal olarak çok yorucuydu, doğumu hiç anlatmıyorum- ki hem eylemsel olarak hem ruhsal olarak oldukça zordu benim için. Şimdi;
Tüm bu aşamalardan sonra sahip olduğum minik şey hakkında her söylediğini, anneliğime yapılmış bir hakaret olarak göreceğim, dolayısıyla ben sormadan fikir beyan etme, eğer yardım etmeye çok hevesliysen, mutfak tezgahında biriken bulaşıkları yıka ya da karnımı doyurmam için bana fırsat yarat!
Aşırı yorgun, uykusuz ve dolayısıyla gerginim,benden misafir hizmeti ya da güleryüz bekliyorsan bir yıl boyunca evime gelme.
Başkalarının bebeklerinin başına gelen korku filmlerini hiç merak etmiyorum! Anlatma! (Yüzüstü yatırdığımda boğulur mu diye düşünebilecek kapasitede bir beynim var çok şükür ki ve emin ol senden önceki on misafir de aynı uyarıları yaptı!)
Anlaşılmaya, anlayışa, güleryüze her zamankinden çok daha ihtiyacım var, hayatımı kolaylaştırmaya çalış, stres yükleme, stresimi azalt.
O gördüğün minik şeyi 9 ay karnımda taşıdım, doğurdum ve 7/24 gözlemliyorum; neden ağladığını senden daha iyi tahmin edebilirim, o yüzden tahminlerini kendine sakla. Bebeğim ağlarken zaten yeterince gergin oluyorum o yüzden fikir yürütmek yerine, bana bir bitki çayı yapıp hafif bir müzik açarsan daha fazla yardımcı olursun.
Evin ısısını (ay bu ev çok sıcak terler bu çocuk), bebeğimin giysisini (ince mi o üzerindekiler biraz?) mememden gelen sütü (sütün yetmiyor galiba aç bu çocuk) farkında olabilecek kadar kendimdeyim merak etme, eğer sormadıysam ben de merak etmiyorum demektir.
Telefonda gelmen için saatlerce yalvarmış olabilirim ancak değişken hormonlarımı ve bebeğimin huzurunu düşünerek uzun uzadıya beni darlama. Huzursuzsam huzur ver. Sohbet etmek istiyorsam sohbet et. Uyumak istiyorsam bebeğimi pışpışla.
Arada sırada “bebeği ben kontrol ederim sen banyonu yap”, “bir duşa gir ben burdayken ben misafir değilim”, ” ben bebeğe bakarken biraz uyu istersen” gibi cümleler kurmayı dene çünkü fareyi gözleyen kedi gibi bu anları gözlüyorum.
Sizin nasıl çocuk büyüttüğünüzü hiç merak etmiyorum. Zaten büyütmüşsünüz. İzin verin ben de benimkini büyüteyim.
Eski ben olmamı bekleme! Çünkü bu mümkün değil. Hayata kendimden daha fazla değer verdiğim ve deli endişelere sürüklenmemi sağlayan minik bir can getirdim. Hayatımın bundan sonraki kısmında eski halimi anımsatsam da eski ben olmayacağımı bil. Bana baktığın zaman gördüğün kişi değişmemiş olabilir. Ama tüm duygularım, tüm düşüncelerim, bedenim ve hormonlarım değişti.
Herkes doğurdu evet! Tek doğuran ben değilim ama şu an bunu bilmek benim için birşeyi değiştirmiyor!
Yalnızca birkaç ay şımartılmaya, sevilmeye, korunmaya, kayırılmaya ihtiyacım var. Zor değil.
Sevgiler.
(ALINTI)
13 Ağustos 2013 Salı
6 Ağustos 2013 Salı
SON SAHUR
Her sene böyle yapıyorsun, habersizce gelip, bir ay boyunca biz inananlara on bir ay boyunca tatmadıklarımızı tattırıp, bizi kendine alıştırıp, sonra da gidiyorsun.
Çok üzüldüğümüzü görünce de, "bu kadar üzülmeyin, söz veriyorum, seneye bir daha geleceğim" diyorsun, sen muhakkak geleceksin de biz seneye sana gelebilecek miyiz ey Ramazan?
Ne kadar seni tuttuğumuzu düşünsek de; aslında seni tam anlamıyla tutmaktan uzağız hepimiz, tam anlamıyla tutabilsek seni, gitmezdin en sonunda. Aslında biz seni değil, sen bizi tutuyorsun ey oruç! Gözümüzü tutuyorsun, "harama bakma" diyerek, sözümü tutuyorsun "kardeşinin gıybetini yapma, yalan söyleme, israf-ı kelam etme" diyerek. Bizi tutan sensin ey oruç!
Ne kadar büyük bir nimetsin sen kalpleri mühürlenmemiş olanlar için, ne kadar büyük bir ihsansın! Çoğumuz sen geldiğin zaman dünyanın faniliğinin gerçek anlamda idrakine varıyoruz. Adeta, "ey insan, ey dünya oyuncağıyla avunan ve mutlu olduğu (olacağı) vehmine kapılan yolcu, bil ki burası bir misafirhanedir, imtihan meydanıdır, buradaki hallerine göre halleneceksin sonsuzlukta" diyorsun bizlere. Seni ne kadar duyabiliyoruz veya duyduklarımızı ne kadar yaşantımıza tatbik ediyoruz, inan ki bilmiyorum. Öyle güzelsin ki, hiçbir fani dilberde sendeki güzelliği bulamadık. Lakin sana bir fani güzele âşık olabildiğimiz kadar âşık olamadığımız için kendimizden utanıyoruz, affet bizi ey oruç! Ama inanıyoruz ki sana olan aşksızlığımızın farkında olmamız da bir merhaledir. Ve umut ediyoruz ki "son gün" gelmeden, inananlar olarak sana hakkıyla âşık olmayı başaracağız. Böyle bir istidadımız var çünkü ey oruç!
Gecelerimiz seninle aydın oluyor, sahura kalktığında seccadelerine koşanlar, sadece gecelerini değil, kabirlerini de aydınlatıyorlar.
Çok üzüldüğümüzü görünce de, "bu kadar üzülmeyin, söz veriyorum, seneye bir daha geleceğim" diyorsun, sen muhakkak geleceksin de biz seneye sana gelebilecek miyiz ey Ramazan?
Ne kadar seni tuttuğumuzu düşünsek de; aslında seni tam anlamıyla tutmaktan uzağız hepimiz, tam anlamıyla tutabilsek seni, gitmezdin en sonunda. Aslında biz seni değil, sen bizi tutuyorsun ey oruç! Gözümüzü tutuyorsun, "harama bakma" diyerek, sözümü tutuyorsun "kardeşinin gıybetini yapma, yalan söyleme, israf-ı kelam etme" diyerek. Bizi tutan sensin ey oruç!
Ne kadar büyük bir nimetsin sen kalpleri mühürlenmemiş olanlar için, ne kadar büyük bir ihsansın! Çoğumuz sen geldiğin zaman dünyanın faniliğinin gerçek anlamda idrakine varıyoruz. Adeta, "ey insan, ey dünya oyuncağıyla avunan ve mutlu olduğu (olacağı) vehmine kapılan yolcu, bil ki burası bir misafirhanedir, imtihan meydanıdır, buradaki hallerine göre halleneceksin sonsuzlukta" diyorsun bizlere. Seni ne kadar duyabiliyoruz veya duyduklarımızı ne kadar yaşantımıza tatbik ediyoruz, inan ki bilmiyorum. Öyle güzelsin ki, hiçbir fani dilberde sendeki güzelliği bulamadık. Lakin sana bir fani güzele âşık olabildiğimiz kadar âşık olamadığımız için kendimizden utanıyoruz, affet bizi ey oruç! Ama inanıyoruz ki sana olan aşksızlığımızın farkında olmamız da bir merhaledir. Ve umut ediyoruz ki "son gün" gelmeden, inananlar olarak sana hakkıyla âşık olmayı başaracağız. Böyle bir istidadımız var çünkü ey oruç!
Gecelerimiz seninle aydın oluyor, sahura kalktığında seccadelerine koşanlar, sadece gecelerini değil, kabirlerini de aydınlatıyorlar.
1 Ağustos 2013 Perşembe
***Anne olmadan önce***
sıcak yemekler pişirir ve yerdim. Elbisemde küçük bir leke bile olmazdı.
Telefonda sakin görüşmeler yapardım.
Anne olmadan önce, istediğim zaman yatar ve bunu dert etmezdim. Saçımı her gün fırçalardım.
Anne olmadan önce, evimi her gün temizlerdim. Ne oyuncaklara takılırdı ayağıma,ne de biberon
Bağışıklık sistemi diye bir şey yoktu dünyamda.
Anne olmadan önce, üzerime ne kimse kustu, ne çişini yaptı.
Anne olmadan önce, kontrol bendeydi, bütün gece uyuyabilirdim.
Anne olmadan önce, doktorların tahlil ya da iğne yapabilmesi için ağlayan bir çocuğu asla susturmadım.
Yaşlı gözlere bakıp, asla ağlamadım. Basit bir gülümsemeye asla dünyaları vermedim.
Anne olmadan önce içimden geldiği için uyuyan bir bebeği kucağımda taşımaya devam etmedim. Ağrısı dinmediği zaman kalbimin asla milyonlarca parçaya bölündüğünü hissetmedim. Bu küçük bir şeyin hayatımı bu kadar çok derinden etkileyebileceğini hiç düşünmedim. Birisini bu kadar çok sevebileceğimi, anne olmayı bu kadar çok isteyebileceğimi hiç aklıma getirmedim.
Anne olmadan önce, kalbimin bedenimin dışında atacağını bilmezdim.
Aç bir bebeği beslemenin ne özel bir şey olacağınıbilmezdim.
Anne ile bebeği arasındaki o bağdan asla haberim yoktu. Bu kadar küçük bir şeyin bana kendimi bu kadar önemli hissettireceği bilemezdim.
Anne olmadan önce gece yarısı her on dakikada bir kalkıp her şeyin yolunda gidip gitmediğine bakmazdım.
Anne olmanın sıcaklığını, lezzetini, yürek acısını, muhteşemliğini, duygusal doygunluğunu hiç tatmadım.
Anne olmadan önce, bu kadar çok şeyi hissedebileceğimden habersizdim.
seni çok seviyorum küçük prensesim meleğim benim
SENİ VEREN RABBİME ŞÜKÜRLER OLSUN...
25 Temmuz 2013 Perşembe
Evlilik ilginç bir şey…
Evlenmeden önce aklım 5 karış havadayken bana diyeceklerdi ki.. (ben de hayatta inanmam diyecektim tabii.) 1.) Yemek yapmayı öğreneceksin…
2.) Çamaşır yıkayacaksın, çamaşır makinesinin nasıl çalıştığını öğreneceksin. Hatta hangi çamaşırı kaç derecede yıkaman gerektiğini filan bileceksin yani..
3.) Markete gittiğinde saç spreyi, şampuan ve birtakım bayansal nesnelerin dışında çamaşır deterjanı, bulaşık makinesi tuzu, zeytinyağı filan alacaksın..
4.) Birlikte olduğun kişi erkek arkadaşın değil, kocan olacak! Artık onunla dışarı çıkarken ay ne giysem, nasıl makyaj yapsam, acaba kuaföre gitsem mi diye düşünmeyeceksin… Hatta dışarı çıkmak istemeyeceksin, amaaan evde oturalım dışarıdan yemek siparişi verelim diyeceksin.. Ne gerek var makyaj yapmaya süslenmeye değil mi ama?
5.) Bir erkekle aynı evde yaşayacaksın. Onun yanında makyajsız, paspal, rezalet vaziyetlerde gezineceksin. Onunla aynı odadayken kazayla gözün aynaya takılırsa “aman tanrım, ben nasıl bu halde onun yanında durabiliyorum?” diye düşünüp, yine de eline bir tarak alıp saçını taramak aklına gelmeyecek… Laf olsun diye “Ne çirkinim di mi hehehe” diyeceksin, o da diyecek ki ” hayatım ben seni her halinle seviyorum.” Sen de mutlu olacaksın, doğruyu söylüyor ya!
6.) Eşin zaman içinde göbekli bir adama dönüşürse kafayı takmayacaksın. Hatta göbekli olmanın ona yakıştığını düşünmeye başlayacaksın. Hehe. Göbeksiz erkek balkonsuz eve benzermiş ya o bakımdan.
7.) Eşinden iltifat geldiğinde o kadar etkilenmeyeceksin, onun fiziksel görünümünle ilgili ne düşündüğü artık seni o kadar ilgilendirmeyecek çünkü… Zaten o seni her halinle sevmek zorunda ya. İyi günde kötü günde diye söz verdi zamanında.. Kendi kaşındı, yapacak bir şey yok…
8.) Özel günleri hatırlamak, o gün değişik bir şey yapmak için heyecan duymak, plan yapmak gereksiz gelecek.. Her gün beraber değil misiniz ki zaten? Ya her gün özeldir, ya da her gün sıradandır. O da size bağlı tabii ki..
9.) Sana hediye aldığı zaman “acaba hangi kredi kartıyla aldı, umarım taksit yaptırmamıştır..” filan diye düşüneceksin. Halbuki şöyle düşünmen gerekirdi: “ayyy canım kocacığım bana hediye almış!” Hediyenin fiyatı dahil her türlü detayını bilirsen, hediyenin ne anlamı var ki . Zaten ben hediye almayı da vermeyi de gereksiz bulurum. (ben ne tür bir kadınım böyle ki?)
10.) Kendini onun yanında güvende hissedeceksin, ne kadar kadınla erkek eşittir diye düşünürsen düşün, eşit olmadığınız bazı konular olduğunu kabul ettiğini fark ederek, şok geçireceksin. Ama bunun da keyifli bir şey olduğunu, tadını çıkarmak gerektiğini düşünmeye başlayacaksın. Her kadın sahiplenilmeyi ve korunmayı sever ve bundan mutlu olur. En feminist şahsiyetin bile içinde böyle duygular vardır. Ama inkar eder…
1
1.) Bir erkeğin eşi olmanın gururunu yaşayacaksın.. Ait olma duygunu tatmin edeceksin.. “Eş” kelimesinin değerini bileceksin, bu sorumlulukla yaşamanın güzelliğini anlayacaksın.. Nereye kadar başı boş yaşayabilir bir insan..
12. Anne olmak isteyeceksin.. Ve giderek bu fikre alışacaksın, sana o kadar uzak ve imkansız gelmemeye başlayacak. Bebek patikleri gözlerini yaşartınca önce şaşıracak, sonra da bunu gerçekten ne kadar istediğini düşüneceksin.. Ama yine de korkacaksın, o ayrı.. Hayatta yapacak o kadar çok şey var ki..
Yaşlandığında yalnız olmayacağını bilmek sana güven verecek. Uzun vadeli planlar yapmaya başlayacaksın ve bu planlarda “ben” değil, “biz” olarak yer alacaksın. Bu da seni içten içe mutlu edecek..
Seni seviyorum kelimesini duymaktan çok, bu cümleyi onun yüzünden okumayı öğreneceksin. Zaten bu daha güzel bir şey. Boş lafın anlamı yok.
16.) Telefonda “Eve gelirken ekmek ve süt alsana” diyeceksin.
Ve hatta doğru kişiyle olduğu zaman ÇOK GÜZEL VE ANLAMLI...
İlk zamanların o canım cicim aşkım bebişim balım böcüğüm zamanları geçtikten ve hayat normale döndükten sonra daha da ilginç hale geliyor. İçindeki o küçük şımarık kız nasıl da evrim geçirip gerçek bir kadına dönüşüyor zaman içinde.. Şaşırıp kalıyorsun.
Hele bir de aranıza ikinizden bir parça katılmışsa...O zaman işte yaşanan her dakika BİR ÖMRE BEDEL oluyor...
Yani ben diyorum ki, KORKMAYIN EVLENİN KIZLAR! Evli olanlar da, gidin eşinize bir öpücük verin hadi bakalım.
9 Mayıs 2013 Perşembe
DOĞUM GÜNÜ İKRAMLIKLARI
UĞUR BÖCEĞİ TEMALI PRENSESİMİN 1. YAŞ GÜNÜ PARTİSİ
12 Şubat 2013 Salı
KIZIMIN YEMEKLERİ:)
kış püresi 8+ay
malzemeler
1 adet kızartmalık kabak
1 adet küçük kerevizin beyaz kısmı
1 adet kerevizin büyüklüğünde patates
yapılışı
tüm malzemeleri soyup yıkıyoruz...küçük küçük doğrayıp üzerine çıkacak kadar suyla pişmeye bırakıyoruz....pişen sebzelerimizi bebeğimizin yiyebileceği kıvamda eziyoruz...püremiz hazır...bebişlerimize afiyet olsun (kerevizin tadını kırmak için 1 adet kesme şeker eklenebilir)
1 Şubat 2013 Cuma
3 DİŞİMİZ BİRDEN PATLADI :)))))))))
4 aylık sabırlı bir bekleyişin ardından bugün nihayet kızımın ağzında incilerini gördüm :) çok mutluluk verici birşey bu benim için ...sizlerle paylaşmak istedim.ve dün ilkkez emeklemeye başladı fakat geri geri :) öyle hızlı ki gitmek istediği yere bu hızla ve geri geri gitmeyi başarabiliyor olması beni çok şaşırtıyor...dilerim tüm diş bekleyenler bir an önce bu mutluluğu yaşasın...
sevgiler...
23 Ocak 2013 Çarşamba
KIZIMA ALDIM BEN OYNUYORUM OYUNCAĞI :)
Küçük prensesime yeni bir oyuncak aldım...üzerinde basabileceği birsürü düğme var müzikli ışıklı ve ortasında küçük bir ayna var kendine bakması için...bir tane çevirmeli düğme var o düğmeye takmış durumda :) çeviremiyor sinirleniyor ben çeviriyorum kahkahalar atıyor...oyuncakla ben oynuyorum resmen küçük hanımda bundan keyif alıyor :) anne olmak muhteşem bir duygu...
Etiketler:
anne olmak,
ışıklı,
muhteşem,
müzikli,
oyuncak
HAYIRLI KANDİLLER...
rabbim bu mübarek günde hepimizi iyi insanlarla karşılaşırsın,evimize ailemize huzur ve mutluluk versin her halimize şükredenlerden eylesin.askerlerimizi düşmanlardan korusun,hastalarımıza şifa versin.hamişlerimize hayırlı ve kolay doğumlar nasip etsin,evlatlarımızı hayırlıolanlardan eylesin.herkesin gönlünden geçen tüm guzellikleri gerçekleştirmeyi nasip etsin.bu mübarek gecede açılan elleri amin diyen dilleri geri çevirmesin.dualarimiz kabul kandilimiz mübarek olsun...
16 Ocak 2013 Çarşamba
DAMLA ÇİKOLATALI PASTA
bu defa damla çikolatalı
severek yaptığım güzel pastam :)
nasıl süper görünüyor değil mi?
işte buda bitmiş hali :)
12 Ocak 2013 Cumartesi
YARIM SAATTE HAZIR :))))))
SUCUKLU TAVUK KÖFTESİ
+
HAVUÇ KIZARTMASI
+
KAŞAR PEYNİRLİ MAKARNA
KÖFTE İÇİN MALZEMELER
1 adet tavuk göğsü
4/1 pınar kangal sucuk
2 dilim bayat ekmek
bir tutam maydanoz
1 adet yumurta
4/1 çay bardağı sıvı yağ
kara biber
pul biber
tuz
YAPILIŞI
tavuk göğsünü,sucuğu ekmeği ve maydonozu ayrı ayrı rondoda kıyıyoruz,yumurtayı,baharatları,tuzu ve çiçek yağı ekleyip iyice yoğuruyoruz.küçük toplar halinde kızgın yağda kızartıyoruz...köftemiz hazır...
havuçlarımızı soyup ince halkalar halinde doğrayıp,arzuya göre tuz serpip derin ve kızgın yağda kızartıyoruz.havuçlarımızda hazır...
son olarak makarnamızı haşlıyoruz (ben migros un mutluluk festivali adı altında piyasaya sürmüş olduğu filiz in kalp şeklindeki makarnasını kullandım fakat haşlanınca kalp şeklinden pekte eser kalmadı :) kaşar peynirimizi rendeliyoruz süzdüğümüz makarnaya ekliyoruz ve son olarak makarnamızda hazır,afiyet olsun :)
5 Ocak 2013 Cumartesi
Korkmaz Vertex Cezve Seti Ve Tencere Seti Hediye Çekilişimizde
STOKK Çekilişle Korkmaz Vertex Cezve Seti ve Tencere Seti Hediye Çekilişimizde Hediye Ediyor !!!
Sizde kazanmak istiyorsanız aşağıdaki kurallarımızı okuyup çekilişimize katılabilirsiniz.
TAM 7 PARÇA HEDİYE
Sizde kazanmak istiyorsanız aşağıdaki kurallarımızı okuyup çekilişimize katılabilirsiniz.
TAM 7 PARÇA HEDİYE
Çekilişimize katılmanız için yapmanız gereken işlemler;
1-) Stokk.com.tr üye olmak.
2-) Stokk.com.tr ‘yi sosyal medyada takip etmek. ( Facebook, Twitter )
3-) Çekilişimizi Sosyal Medyada paylaşmak ( Facebook, Twitter )
4-) Bloğunuzda yazı ile tanıtmak.
5-) Aşağıdaki çekiliş formunu doldurmak.
1-) Stokk.com.tr üye olmak.
2-) Stokk.com.tr ‘yi sosyal medyada takip etmek. ( Facebook, Twitter )
3-) Çekilişimizi Sosyal Medyada paylaşmak ( Facebook, Twitter )
4-) Bloğunuzda yazı ile tanıtmak.
5-) Aşağıdaki çekiliş formunu doldurmak.
4 Ocak 2013 Cuma
FACEBOOK SAYFAMDA PAYLAŞTIĞIM CANLI YAYIN PASTA YAPIMI :)
MUZLU ÇİKOLATA SOSLU PASTA
Yarım su bardağı sıvı yağ
On yemek kaşığı un
Bir buçuk su bardağı şeker
Dört yumurta
1 adet kabartma tozu
yapılışı
yumurta ve şekeri köpürtüyoruz,sonra su ve sıvı yağı ekleyip yavaşça karıştırıyoruz son olarakta un ve kabartma tozunu ekliyoruz iyice karıştırdığımız hamuru kalıba döküp önceden ısıttığımız fırında pişmeye bırakıyoruz.150 derece fırında en fazla yarım saatte pişiyor.Pişip soğuduktan sonra tam ortadan kesin ve içine istediğiniz karşımı hazırlayın sürün.
VANİLYALI PASTACI KREMASI
Malzemeler
3 Su Bardağı (600 ml.) Süt
2 Çay Bardağı Toz Şeker
1 Çay Bardağı Un
2 Tatlı Kaşığı Mısır Nişastası
1 Paket Vanilya
2 Adet Yumurta Sarısı
Yapılışı
Vanilya hariç tüm malzemeleri küçük bir tencereye koyun. Orta ateşte çırpma teli ile sürekli karıştırarak pişirin. Karışım kaynamaya başlayınca, (göz göz olunca) bir iki kez karıştırıp, ocağın altını kapatın. Vanilyayı ekleyin ve karıştırın. Karışım ılınıncaya kadar ara karıştırarak kabuk tutmamasını sağlayın
çikolata sosunu hazır kullandım üzerindeki tafe göre yapıyoruz...muz veya dilediğiniz meyveleride kullanabilirsiniz...umarım
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)